Mektub 69

Sayfa 176

(69)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Azîz Sıddîk Kardeşlerim,

Cennetü’l-firdevsin meyveleri hükmünde olan emânetlerinizi, Husrev’in mektûbunda yazılı aynını aldık. Gāyet acele olduğu için pek bakamadım. Sonra îzâhât verilecek. İslâmköyü'nden gelen Mustafa’yı Hâfız Alî’nin yerinde, umûmunuz yerinde kabul ettim. Cenâb-ı Hakk’a şükür, İslâmköyü Hâfız Alî’nin vefâtında revnaklı zamanını yine gösteriyor. Size bu mektûbla iki parçacık leffen gönderildi.

Ceylan da Husrev’in fevkalâde Onuncu Söz'üne mukābil kendi ma‘zûrlu bir Onuncu Söz'ü yeni harfle kendi gibi yeni hurûfu bilen ma‘sûmlar dâiresine takdîm ediyor. İslâmköylü Mustafa’yı canlı bir mektûb olarak size gönderiyoruz. Makinemizi ta‘mîr için başka yere göndermiştik. Kusûra bakmayınız.

اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

Kardeşiniz

Saîdü’n-Nûrsî

Sayfa 177

[70]

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Azîz, Sıddîk Kardeşim Mustafa,

Câmi‘de az görüştük. Lüzûmlu bazı şeyler söyleyeceğim, hâtırında kalsın.

Evvelâ: Bedre’deki yüz senelik vazîfeyi on sene zarfında gören Sabrî kardeşimizin samîmî dostları olan Hakkı ve Hulûsî ve (P) Mehmed ve Barla’da Şâmlı, Süleymân, Bahrî gibi kıymetdâr kardeşlerimize benim tarafımdan çok selâm ediyorum.

Sâniyen: Küçük Alî’nin büyük kardeşi mübârek Mustafa’nın Abdurrahmân’dan irsiyet aldığı vazîfesini, kahraman kardeşi ve mübârek mahdûmu o vazîfeyi tamâmıyla görüyorlar. Onun vazîfesi ve hizmeti devam ediyor, merâk etmesin.

Hâfız Mustafa, elhak merhûm Hâfız Alî’nin (rh) zamanında onunla berâber ektikleri nûrânî tohumların çok mübârek mahsûlâtı var.

Hem Hâfız Alî’nin (rh) vefâtından sonra hapiste onun yerinde bana hizmeti, her vakit onu benim hâtırıma getiriyor.

Emirdağ Lahikası - 1
  • (69)

    بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

    اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

    Azîz Sıddîk Kardeşlerim,

    Cennetü’l-firdevsin meyveleri hükmünde olan emânetlerinizi, Husrev’in mektûbunda yazılı aynını aldık. Gāyet acele olduğu için pek bakamadım. Sonra îzâhât verilecek. İslâmköyü'nden gelen Mustafa’yı Hâfız Alî’nin yerinde, umûmunuz yerinde kabul ettim. Cenâb-ı Hakk’a şükür, İslâmköyü Hâfız Alî’nin vefâtında revnaklı zamanını yine gösteriyor. Size bu mektûbla iki parçacık leffen gönderildi.

    Ceylan da Husrev’in fevkalâde Onuncu Söz'üne mukābil kendi ma‘zûrlu bir Onuncu Söz'ü yeni harfle kendi gibi yeni hurûfu bilen ma‘sûmlar dâiresine takdîm ediyor. İslâmköylü Mustafa’yı canlı bir mektûb olarak size gönderiyoruz. Makinemizi ta‘mîr için başka yere göndermiştik. Kusûra bakmayınız.

    اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

    Kardeşiniz

    Saîdü’n-Nûrsî

Item 1 of 2