Mektub 586

Sayfa 168

[586]

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Azîz Kardeşlerimiz,

Avukatımız temyîze bir istid’â yapmış ve Afyon’daki kitablarımızın tamâmını müsâdere eden karârnâme ile bana gönderdi. Ben de istid’â ve karârnâmeyi Ankara’daki Nûrculara bu hulâsa ile berây-ı ma‘lûmât gönderdim. Bu hulâsa da size gönderildi.

S.A.

Mahkeme-i Kübra’ya Şekvâ ve Müdâfaât’ın bir hâşiyesi olan parçanın hulâsasıdır.

(Size bu def‘a mahkeme-i temyîze gönderdiğimiz -avukatın Temyîz mahkemesine gönderdiği- istid’ânın sûretidir. Ve dehşetli karârnâmeye karşı hulâsası, sizin tarafınızdan bu meâlde, müsâdere karârnâmesine mukābil dîndar meb‘ûslara verirsiniz.)

Bu tarzda müsâdere, ne derece kanuna muhâlif ve demokrat hükûmetini tanımamak ve Adliye Bakanı’nın verdiği emri ne derece dinlemediklerini ve ehemmiyet vermediklerini gösteriyor. Ve adliye adâleti hâricinde dehşetli bir garaz hükmediyor.

Evet, elem ve ızdırâblar yüklü bulunan ve kitablarımızın ellerindeki tamâmını, binler kelimeden bir iki kelimeyi suç mevzûu bahânesiyle vermek istemediklerini ve bu sûretle nûrların neşrîne mâni‘ olmak istediklerini ve suç diye gösterdikleri

Sayfa 169

Noktalarda, bizim tarafımızdan müdâfaâtımızda, onların seksen bir hataları hata-savâb cedvelinde isbât edilmekle açık garazkârlıklarının gösterildiğini;

Hem elyevm yasak olmayan yüz binler tefsîrlerde yazılı bulunan tesettür ve irsıyet hakkındaki iki âyetin birkaç satırlık tefsîri yüzünden, dünyada hiçbir kanunun müsâade etmediği acîb bir zulüm ile, dört yüz sahîfelik Zülfikār Mecmûasını müsâdere edip bize vermemek suretiyle bir zulüm irtikâb ettiklerini;

Hem Afyon’da iki sene ellerinde kalan bütün Risâle-i Nûr’un parçaları, daha evvelden hem Denizli, hem Ankara, hem Isparta mahkemelerinde berâet ettirilip sâhiblerine iâde edildiğini ve bilâhere Zülfikār ve Asâ-yı Mûsâ’yı ruhsatsız neşr bahânesiyle Isparta Hükûmeti müsâdere edip dört sene zabtettikten sonra, hiç biri noksân olmadan yüz yetmiş mecmûayı bize iâde ettiklerini;

Ve bizim en mühim suçumuz, Risâle-i Nûr’un mahrem bir parçasında -elli sene evvel- bir hadîsin tefsîrinde, cebrî kanunlarla şapkayı giydiren ve Dîn-i İslâm’ı bu mübârek Türk Milleti’nden kaldırmak için Lozan Muâhedesi’nde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücûmlarına rağmen hiçbir hakîkî Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet-i İslâm için pek çok zararlı olduğunu, ef‘âliyle isbât eden ve hadîs-i şerîfin haber verdiği o müdhiş şahıs kendisi olduğunu, hayat ve memâtıyla gösteren M. K.’le,

Sayfa 170

bir mahrem eserde dîn yıkıcı, Süfyân dediğimizi ve kalplerdeki sevgisini bozmaya çalıştığımızı isnâd edip, karârnâmede mahkûmiyetimize sebeb olduğunu ve mahkeme-i temyîzin Afyon Mahkemesi’nin bu haksız kararını bozmasıyla yeniden görülmeye başlanan da‘vâ, af kanunu çıkmasıyla, dosyalarıyla ve bütün Nûr eserleriyle çürütülmek için mahzene atıldığını ve bilâhere Adliye Bakanlığı’nca, Sungur’un keşîde ettiği telgrafı üzerine bütün eserlerin verilmesine emir verildiği hâlde, hiç biri iâde edilmeyerek, yeniden suç mevzûu olanlarını tefrîk etmek, belki tamâmını suç mevzûu yapmak istemeleriyle Risâle-i Nûr’un tâm serbestîsine mâni‘ olmak istediklerini bildiren ve üç seneden beri bizi aldatan böyle eşhâsa, Nûr’un işlerini bırakmamak için başbakan ve Adliye Bakanı’nın nazar-ı dikkatlerine arzedilmek üzere bu meâlde adâletperver demokratlara istid‘â yazılması, vatan ve millet menfaatine lüzûmu var.

Lafza-i Celâl üzerinde i‘câzı gözle görülen Kur’ân’ımızı almak için istid‘â ile Diyânet Riyâsetine mürâcaat edilmesi gibi, sırf garazla ve ecnebî parmağıyla aleyhimize dönen işlerden ve işkencelerden bizi ve Âlem-i İslâm’ı pek çok sevindiren demokratların dikkat edip Nûrcuları kurtarmalarını, hürriyetperver hükûmetten ricâ ederiz.

S.A

*

* *

Sayfa 171

(587)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

Acele ve dar vakitte yazıldı, kusûra bakmayınız.

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Azîz, Sıddîk Kardeşlerim,

Evvelâ: Velâdet-i fahr-i âlemin, kâinatı tenvîr gecesi ve onunla Âlem-i İslâm’ın ma‘nevî büyük bir bayramının fecrî olarak sizleri bütün rûh u cânımızla tebrîk ediyoruz.

Sâniyen: Hâcı Sâmî’nin size haber verdiği mektûbât teksîr edilsin. Yalnız mektûbâttan başka risâlelerde teksîr olunan parçalar yazılmasın. Hem Yirmi Dokuzuncu Mektûb’un tevâfukâta dâir kısımları, hem Yirmi Sekizinci Mektûb’un yine tevâfukâta dâir kısmı herkese fâidesi olmadığından şimdilik yazılmasın. Küçük Mektûblardan Onuncu Mektûb Sözler Mecmûası’na girdiğinden yazılmasın. Ve On Birinci Mektûbun İkinci Mes’elesi, Barla yaylası ile başlayan kısım, o da Sözler Mecmûası’na girdiği için yazılmasın.

Yirminci Mektûbun baştaki sahîfesi yazıldıktan sonra, Birinci Makām tâ İkinci Makām’a kadar Asâ-yı Mûsâ’ya girdiği için yazılmasın. Daha münâsib gördüğünüz tarzda yaparsınız. Bazı cümleler veya fıkraları da çıkarabilirsiniz. Veya ilâve edebilirsiniz.

Emirdağ Lahikası - 4
  • [586]

    بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

    Azîz Kardeşlerimiz,

    Avukatımız temyîze bir istid’â yapmış ve Afyon’daki kitablarımızın tamâmını müsâdere eden karârnâme ile bana gönderdi. Ben de istid’â ve karârnâmeyi Ankara’daki Nûrculara bu hulâsa ile berây-ı ma‘lûmât gönderdim. Bu hulâsa da size gönderildi.

    S.A.

    Mahkeme-i Kübra’ya Şekvâ ve Müdâfaât’ın bir hâşiyesi olan parçanın hulâsasıdır.

    (Size bu def‘a mahkeme-i temyîze gönderdiğimiz -avukatın Temyîz mahkemesine gönderdiği- istid’ânın sûretidir. Ve dehşetli karârnâmeye karşı hulâsası, sizin tarafınızdan bu meâlde, müsâdere karârnâmesine mukābil dîndar meb‘ûslara verirsiniz.)

    Bu tarzda müsâdere, ne derece kanuna muhâlif ve demokrat hükûmetini tanımamak ve Adliye Bakanı’nın verdiği emri ne derece dinlemediklerini ve ehemmiyet vermediklerini gösteriyor. Ve adliye adâleti hâricinde dehşetli bir garaz hükmediyor.

    Evet, elem ve ızdırâblar yüklü bulunan ve kitablarımızın ellerindeki tamâmını, binler kelimeden bir iki kelimeyi suç mevzûu bahânesiyle vermek istemediklerini ve bu sûretle nûrların neşrîne mâni‘ olmak istediklerini ve suç diye gösterdikleri

Item 1 of 4