Mektub 618

Sayfa 251

ancak ednâ bir talebesi olabildiğim hâlde, onların hakāik-i îmâniyeye dâir bir kitabını birisi okumuş, Risâle-i Nûr’un da bir sahîfesini okumuş. Risâle-i Nûr’un bir sahîfesiyle daha ziyâde îmânını kurtardığını ikrâr etmiş.

اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

Kardeşiniz

Duânıza muhtâç

Saîdü’n-Nûrsî

(618)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

Pek Azîz ve Kıymetli çok Sevgili ve Mübârek Husrev Ağabeyimiz,

Evvelen: Binler selâm ve rûh u cânımızla bütün kardeşler hürmetle ellerinizden öper, hayırlı duâlarınızı bekliyoruz.

Göndermiş olduğunuz Hutbetü’ş-Şamiyeler, mübârek Üstâdımızın hastalığına pek nâfi bir merhem oldu. Elmas kaleminizden çıkan bu pek kıymetli eser, İnşâallâh bütün İslâm âlemi için de aynı şifâ olarak te’sîrini gösterir. Üstâdımız tashîhâtını yaptı. Ma‘nâyı değiştirmeyen pek az hata buldu. “Maşâallâh, bin Bârekallâh!” dedi. “Kırk sene evvel yazılmış bir eserin, bu kadar dikkat ve i‘tinâ ile yazılması, cidden şâyân-ı tebrîktir” dedi. Ve bu şekilde siz mübârek ağabeyime yazmayı emir buyurdular.

Sayfa 252

Cümle kardeşlerimiz, selâm ve hürmetle iki ellerinizden öper, hayırlı duâlarınızı bekleriz efendimiz.

Eskişehir nûr talebeleri nâmına pek âciz

ve duâlarınıza muhtâç

Osmân Toprak ve Şükrü ve Hâfız Osmân

[619]

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Ehl-i îmân âhiret hemşîrelerim olan kadınlar tâifesiyle bir muhâveredir.

Bazı vilâyetlerde, tâife-i nisâdan samîmî ve harâretli bir sûrette nûrlara karşı alâkalarını gördüğüm; ve haddimden pek ziyâde, onların nûrlara âit derslerime i‘timâdlarını bildiğim sıralarda, mübârek Isparta’ya ve ma‘nevî Medresetü’z-Zehrâ’ya üçüncü def‘a geldiğim zaman işittim ki, o mübârek âhiret hemşîrelerim olan tâife-i nisâ, benden bir ders bekliyorlarmış. Güyâ vaaz sûretinde câmi‘lerde onlara bir dersim olacak. Hâlbuki ben dört beş vecihle hastayım. Ve hem zihnim perişan. hattâ konuşmaya ve düşünmeye iktidârsız bulunduğum hâlde, bu gece şiddetli bir ihtâr ile kalbime geldi ki:

Mâdem on beş sene evvel gençlerin istemeleriyle Gençlik Rehberi’ni onlar için yazdık. Ve pek çok istifâde edildi. Hâlbuki hanımlar tâifesi, gençlerden daha ziyâde

Emirdağ Lahikası - 4
  • ancak ednâ bir talebesi olabildiğim hâlde, onların hakāik-i îmâniyeye dâir bir kitabını birisi okumuş, Risâle-i Nûr’un da bir sahîfesini okumuş. Risâle-i Nûr’un bir sahîfesiyle daha ziyâde îmânını kurtardığını ikrâr etmiş.

    اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

    Kardeşiniz

    Duânıza muhtâç

    Saîdü’n-Nûrsî

    (618)

    بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

    وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

    اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

    Pek Azîz ve Kıymetli çok Sevgili ve Mübârek Husrev Ağabeyimiz,

    Evvelen: Binler selâm ve rûh u cânımızla bütün kardeşler hürmetle ellerinizden öper, hayırlı duâlarınızı bekliyoruz.

    Göndermiş olduğunuz Hutbetü’ş-Şamiyeler, mübârek Üstâdımızın hastalığına pek nâfi bir merhem oldu. Elmas kaleminizden çıkan bu pek kıymetli eser, İnşâallâh bütün İslâm âlemi için de aynı şifâ olarak te’sîrini gösterir. Üstâdımız tashîhâtını yaptı. Ma‘nâyı değiştirmeyen pek az hata buldu. “Maşâallâh, bin Bârekallâh!” dedi. “Kırk sene evvel yazılmış bir eserin, bu kadar dikkat ve i‘tinâ ile yazılması, cidden şâyân-ı tebrîktir” dedi. Ve bu şekilde siz mübârek ağabeyime yazmayı emir buyurdular.

Item 1 of 2