Mektub 287

Sayfa 295

(287)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

Azîz, Sıddîk Kardeşlerim,

Evvelâ: Çok alâkadâr olduğum Kastamonu Nûrcuların başı hükmünde merhûm Şeyh Ziyâeddîn’in vefâtı, bizi çok müteessîr eyledi. O zât, eskiden beri Hâlid Ziyâeddîn, Ahmet Ziyâeddîn, Hazret-i Ziyâeddîn’in dördüncüsü, bu Şeyh Ziyâeddîn olarak dâima, her gün bütün ma‘nevî kazançlarımı onlara da bağışlıyorum. İnşâallâh devam da edeceğim. Kastamonu’nun Husrev’i olan Mehmed Feyzî bizim bedelimize, hem o merhûmun akrabasını tâziye, hem Kastamonu ve civârındaki Nûrcuların bayramını tebrîk ettiğimizi teblîğ etsin. Husûsen Hilmî, Emînler, Tahsînler, İhsânlar, Ahmedler, Hâfızlar vesâire ve Nûrcu hemşîrelere hem selâm, hem bayramlarını tebrîk ediyorum. Hem oradaki komşularıma ve dostlarıma ayrıca selâm ederim.

Sâniyen: Medresetü’z-Zehrâ’nın demirbaş şâkirdlerinden Kâtib Osmân’ın oranın şâkirdleri nâmına bayram tebrîkleri içinde hakkımda ve hakkımızda gāyet güzel ve tesîrli, İnşâallâh makbûl, mübârek duâları benim bu sıkıntılı hastalığımda sürûrlu bir inşirâh vermesi, o duâların makbûliyetine bir emâre telakkî ettim. Isparta Hulûsî’si Re’fet’in benim yerimde tashîhâta başlaması ve mübâreklerden Tâhirî’nin ciddî arkadaşı

Sayfa 296

Abdullâh Çavuş’un Zülfikār’ını benim için tashîh etmesi, beni çok memnûn ve minnetdâr eyledi.

Sâlisen: Nûrlarla alâkası çok kuvvetli ve az bir zamanda çok iş gören Mustafâ Usmân’ın Safranbolu şâkirdleri nâmına bayram tebrîki münâsebetiyle nûrun ihbârât-ı gaybiyesinin tezâhürüne dair uzun mektûbunun mesleğimize muhâlif olan siyâset maddelerini bırakıp, yalnız başta ve âhirde bir kısmını Lâhika’ya geçirdik. Hem ona, hem iki masûmu ve refîkası ile nûrlara çalışan Hıfzı’ya ve o civârdaki Nûrculara bilmukābele bayramlarını tebrîk ve muvaffâkiyetlerine duâ ediyoruz.

Râbian: Aydın tarafında bulunan ve eskiden beri ehemmiyetli bir kardeşimiz Halîl İbrâhîm’in nûr dersinde bir zekî arkadaşı ve hapishânede nûrların kuvvetli bir da‘vâ vekîli Ahmet Feyzî’nin sizlere yazdığı güzel tebrîknâmesini ve şiddetli alâkasının devam etmesini gördüm, çok mesrûr oldum. İnşâallâh o kuvvetli Nûrcu, o tarafı tenvîr edecek. Zâten öyle birisi öyle bir yerde lâzım imiş. Benim tarafımdan ona çok selâm. Ve şiddetli alâkasını ve bayramını ve orada nûrlarla alâkadâr olanların bayramlarını tebrîk ediyoruz. Husûsen, Hâcı Emîn akrabalarına çok selâm ediyorum. Denizli ve civârında ve hapsinde bütün kardeşlerimize ve Nûrculara, husûsen Denizli Husrev’i, Hasan Feyzî ve rüfekāsı ve nûrları bana getiren Hâfız Mustafâ ve Yalvaçlı M, K, Y ve hâkim-i âdil ve nûrun serbestiyetine hizmet eden

Sayfa 297

Muharrem gibi zâtlara ve hapiste bize kardeş olup çok insâniyet gösteren zâtlara, hem bayramlarını tebrîk, hem çok selâm ediyoruz. Ve onları unutmuyoruz ve unutamıyoruz.

Umûm Nûrculara binler selâm

اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

Kardeşiniz

Saîdü’n Nûrsî

*

* *

Altı yedi sene kemâl-i sadâkatle bana ve Risâle-i Nûr’un kitabetine hakîkatli hizmet eden Kastamonu Husrev’i Mehmed Feyzî’nin mektubu, şahsıma âit kısmı, haddimden pek çok ziyâde makām vermesi, gerçi mesleğime muhâliftir. Fakat onun, o hüsn-ü zânları, hakkımda bir makbûl duâdır diye ilişmedim. Onun gibi dikkatli, nûrun sır kâtibinin yazısına ilişmemeli diye aynen Lâhika’ya girmesini kabul ettim.

س٭ع

(288)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Çok Sevgili, Müşfik Üstâdım Efendim Hazretleri,

Mübârek leyâlî-i aşerenizi, hem kudsi bayramınızı, hem Risâle-i Nûr’un tenevvürünü tebrik ve başta Sevgili Üstâdım olarak umûm Risâle-i Nûr şâkirdleri ve bütün ehl-i îmân hakkında bu mübârek leyâli ve eyyâmın müjdeli, beşâretli ve sürûrlu olmasını

Emirdağ Lahikası - 2
  • (287)

    بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

    وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

    اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

    Azîz, Sıddîk Kardeşlerim,

    Evvelâ: Çok alâkadâr olduğum Kastamonu Nûrcuların başı hükmünde merhûm Şeyh Ziyâeddîn’in vefâtı, bizi çok müteessîr eyledi. O zât, eskiden beri Hâlid Ziyâeddîn, Ahmet Ziyâeddîn, Hazret-i Ziyâeddîn’in dördüncüsü, bu Şeyh Ziyâeddîn olarak dâima, her gün bütün ma‘nevî kazançlarımı onlara da bağışlıyorum. İnşâallâh devam da edeceğim. Kastamonu’nun Husrev’i olan Mehmed Feyzî bizim bedelimize, hem o merhûmun akrabasını tâziye, hem Kastamonu ve civârındaki Nûrcuların bayramını tebrîk ettiğimizi teblîğ etsin. Husûsen Hilmî, Emînler, Tahsînler, İhsânlar, Ahmedler, Hâfızlar vesâire ve Nûrcu hemşîrelere hem selâm, hem bayramlarını tebrîk ediyorum. Hem oradaki komşularıma ve dostlarıma ayrıca selâm ederim.

    Sâniyen: Medresetü’z-Zehrâ’nın demirbaş şâkirdlerinden Kâtib Osmân’ın oranın şâkirdleri nâmına bayram tebrîkleri içinde hakkımda ve hakkımızda gāyet güzel ve tesîrli, İnşâallâh makbûl, mübârek duâları benim bu sıkıntılı hastalığımda sürûrlu bir inşirâh vermesi, o duâların makbûliyetine bir emâre telakkî ettim. Isparta Hulûsî’si Re’fet’in benim yerimde tashîhâta başlaması ve mübâreklerden Tâhirî’nin ciddî arkadaşı

Item 1 of 3