Sâniyen: Asa-yı Mûsâ’daki iktisadın âhirinde tevâfuk hâşiyesinin âhirindeki (bu seneye sene-i iktisad tesmiyesi layıktır.) cümlesine (Evet, zaman iki sene sonra bu kerâmet-i iktisadiyeyi İkinci Harb-i Umûmîde, her taraftaki açlık ve tahribat ve israfatla ve nev-i beşer ve herkes iktisada mecbur olması ile isbat etti) fıkrasını ilhak ediniz.
Sâlisen: Kastamonu’da memur bulunan Siirtli Yusuf ve Tahsin ve Devrekânili Hoca Osmân ve damadı Ahmed gibi nûrlarla ciddi alâkadâr çok kardeşlerimiz vardı. Ben onları merâk ediyorum, ne hâldedirler?
Kardeşiniz
Saîd
(153)
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا
Azîz, Sıddîk, Mübârek, Muktedir, Hâlis Kardeşlerim,
Bu def‘a beş hâs şâkirdlerden her biri, çok arkadaşları nâmına yazdıkları beş güzel mektûb aldım. Hâlim müsâadesizliği cihetiyle husûsî cevab yazamadığımdan gücenmesinler.
Evvelâ merhûm Lütfü vârislerinden ve kahraman Tâhirî’nin pek ciddi kardeşlerinden Abdullâh Çavuş’un bütün endişesi ve meşgalesi nûrların hizmeti olduğunu
ve vefâtlarını haber verdiği merhûme Medîne ve ihtiyâr merhûm Hâfız Mehmed’in âhir ömürlerinde nûrlarla alâkadârlıkları ve Burdurlu Mehmed Usta’nın ümmîliğiyle berâber nûrlara ehemmiyetli hizmetini, hem Asâ-yı Mûsâ, hem Mu‘cizât Mecmûalarını kendine yazdırması, bizi çok mesrûr eyledi. Cenâb-ı Hakk o mektûbda nâmları bulunanlardan râzı olsun. Âmîn.
Sâniyen: Şehîd merhûm Hâfız Alî’nin (rh) vârislerinden ve talebelerinden Halîl İbrâhîm’in nûrun ciddî çalışkan on altı şâkirdlerin ve İslâmköyü’nün mübârek hocaların nâmına yazdığı mektûb, beni beş cihetle müferrah eyledi. Cenâb-ı Hakk onları hizmet-i nûriyede dâimâ muvaffak eylesin. Hâfız Alî’nin (rh) rûhunu onların gayretleriyle şâdeylesin. Âmîn.
Sâlisen: Denizli Husrev’i Hasan Feyzî’nin çalışkan ve muhlis arkadaşlarından Ahmed Emîrî’nin nûrlara pek ciddi ve samîmî ve fedâkârâne çalışmasını haber veren mektûbu, beni Denizli’ye ve Feyzî’ye ve oradaki hakîkî kardeşlerime çok minnetdâr eyledi. Cenâb-ı Hakk onlardan râzı olsun. Âmîn. Ve hizmet-i îmâniyede dâimâ muvaffak eylesin. Âmîn.
Râbian: Karye-i irfân şâkirdlerinden yazısı güzel, fikrî güzel, nûrlara alâkası kuvvetli Mehmed Âsân’ın manzûm mektûbu parlak olmakla berâber, benim sönük şahsımı nazara alması ve mevzû‘ yapması cihetinde, şimdilik size göndermesini te’hîr ettim.
Ben onun o tavsîfnâmesini ve mersiyesini oradaki umûm arkadaşları nâmına kabul ettim. Nûrlar hakkındaki beyânâtını tasdîk ve tahsîn edip, Üstâdı hakkındaki haddimden bin derece ziyâde senâlarını Risâle-i Nûr’un ve şâkirdlerinin şahs-ı ma‘nevîsi ve hakîkî Üstâdı ve Üstâdımız hesâbına bakıyorum. Cenâb-ı Hakk onun gibi oralarda çokları yetiştirsin ve onları muvaffak eylesin. Âmîn.
Umûm kardeşlerimize birer birer selâm ve duâ
Kardeşiniz
Saîdü’n-Nûrsî
(154)
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ
بِعَدَدِ حُرُوفِ مَا تَكْتُبُونَ مِنَ الرَّسَٓائِلِ النُّورِيَّةِ
Azîz, Sıddîk Kardeşlerim,
Evvelâ: Mübârek Husrev’in mektûblarında Lâhika’ya girecek çok parçalar var. Ben onları muhâfaza edip müsâid zaman bekliyorum. Şimdilik bu yeni mektûbunu numûne için gönderdik.
Sâniyen: Bir zahmet içinde bir cilve-i rahmettir ki, ben Asâ-yı Mûsâ’dan başında Süleymân nâmını gördüğüm için onu tashîhe başladım. Hâlbuki hem tashîhsiz