Yirmi Sekizinci Lem`a

Hz. Ali’nin(ra) bir ma‘nâ âleminde, Latin hurûfunu şekilleriyle Üstâd’a ta‘rîf etmesi تُقَادُ سِرَاجُ السُّرْجِ سِرًّا تَنَوَّرَتْ  تُقَادُ سِرَاجُ النُّورِ سِرًّا بَيَانَةً fıkrasının Eskişehir hapsine ve bazı mühim târihlere işareti مَدَي الدَّهْرِ وَالْأَيَّامِ يَا نُورُ جَلْجَلَتْ  اَقِدْ كَوْكَب۪ي بِالْأِسْمِ نُورًا وَ بَهْجَةً fıkrasının Risâle-i Nûr’a işareti Üstâd Hazretleri’nin Celcelûtiye’yi, Üveysî bir tarzda İmâm-ı Gazâlî’den(ks) ders alması فَيَا حَامِلَ الْأِسْمِ الَّذ۪ي جَلَّ قَدْرُهُ fıkrasının Üstâd’ın isimlerine ve korkulu bir zamana işaretleri Aynı fıkranın birinci harb-i umûmîye ve Üstâd Hazretlerinin en korkunç zamanına işareti Hâşiye Bu üç güz mevsiminde medâr-ı teselli olarak görülen üç kerâmet Üstâd Hazretlerinin doksan üç harbi senesinde tevellüdüne ve husûmet ettiği adamların isimlerine olan işaretler Hâşiye Hareket Ordusu’ndan firar edip İzmit’e geldiği târihe; ve seccâdesinin altından çok büyük bir akrebin çıkması târihine olan işaretler Van’daki Başit Dağı’nda bir kurdun yanına gelip ona ilişmediği târih ile; gençliğinde kendisine kılıç ve hançerle hücum edilmesi târihlerine olan işaretler Doksan üç harbine ve müellifin doğum târihine bir fıkranın işareti Kerâmet-i Aleviye’nin neticesi

Sayfa 119

Sayfa 120

Sayfa 121

Sayfa 122

Sayfa 123

Sayfa 124

Sayfa 125

Sayfa 126

Sayfa 127

Sayfa 128

Sayfa 129

Sayfa 130

Sayfa 131

Sayfa 132

Sıkke-i Tasdîk-i Gaybî
Item 1 of 14