(205)
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ شَعْبَانَ
Azîz, Sıddîk Kardeşlerim,
Evvelen: Şa‘bân-ı Şerîf’inizi tebrîk ve muvaffakiyetinize duâ ederiz.
Sâniyen: Bir lüzûma binâen “Dâhiliye Vekîli’yle bir hasbihâl” parçası nâmındaki fıkrayı açık mektûb olarak bir münâsib gazete ile neşretmek için Sâlih Yeşil’e gönderdik. Ve bir sûretini başvekîle ve birisi de adliye vekîline ve biri de dâhiliye vekîline ve biri de Afyon Emniyet Müdürü’ne veyahûd vâlîsine buranın kumandanı vâsıtasıyla gönderiyoruz. Bir sûretini dahi yine size gönderiyoruz.
Sâlisen: Eğirdir’de Alîl Alî Osmân’ın uzun bir mektûbunu aldım. Husûsî cevaba hâlim müsâid değil. Mektûbunda isimleri bulunan ve başta Hakkı ve (پ) olarak oradaki kardeşlerimize çok selâm ederiz. Ve Alî Osmân’ın bir kısım mektûbunu Lâhika’ya geçirdik. Umûma selâm.
اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي
Kardeşiniz ve duâlarınızdan dâimâ istifâde eden
Saîdü’n-Nûrsî
[206]
Ey Emirdağı hükûmeti ve zâbıtası! Bu hasbihâli bir sene evvel yazmıştım. Fakat vermedim, sakladım. Şimdi beş cihetle kanunsuz, beni husûsî ikāmetgâhımda bir hizmetçiyi de men‘ ve müdâhale etmeleri, dünyada emsâlsiz bir tarzda beni istibdâd-ı mutlak altına alıyorlar. Kanun nâmına kanunsuzluk edenleri, insâfa gelmek fikriyle izhâr ediyorum.
Dâhiliye Vekîli ile hasbihâlden bir parçadır.
Hiç bir tarihte ve zemîn yüzünde emsâli vukū‘ bulmayan bir zulme ve on vecihle kanunsuz bir gadre ve tazyîke hedef olmuşum. Şöyle ki:
Hem şiddetli sûikast eseri olarak zehirlenmeden hasta; hem gāyet zayıf, yetmiş bir yaşında ihtiyâr; hem kimsesiz, acınacak bir gurbette; hem palto ve fanilâ ve pabucunu satmakla maîşetini te‘mîn eden fakîrü’l-hâl; hem yirmi beş sene münzevî olmasından, binden ancak tam sâdık bir adam ile görüşebilen bir merdümgirîz, mütevahhiş; hem yirmi sene hayatını ve eserlerini üç mahkeme ve Ankara ehl-i vukūfu inceden inceye tetkîkten sonra bi’l-ittifâk berâatine ve eserleri vatana ve millete zararsız olarak menfaatli olmasına karar verilmiş bir ma‘sûm; hem eski harb-ı umûmîde ehemmiyetli hizmet etmiş bir evlâd-ı vatan; hem şimdi bu milleti, bu vatanı,