Mektub 667

Sayfa 424

(667)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

Evvelen: Kardeşimiz kahraman Rüştü’nün gönderdiği mektûb ile gazeteyi bana okudular. Dünkü gün aynı gazeteyi görmüş gibi hiddet ediyordum. Fakat demokrat, bütün kuvvetiyle beni müdâfaa etmek lâzım gelirken, acaba demokrat dîndârları da aldanmışlar ki, beni ve Risâle-i Nûr’u himâye etmiyorlar? Ve aleyhime dönmek ihtimâlî varmı ki diye bu akşam telâş ettim. Fakat birden bu sabah mektûbunuzu aldığım vakit o telâşım gitti. Ve anladım ki, demokratlar anlamışlar ki, onların büyük bir kuvveti Nûrcular olduğundan, demokrat kongresinde milletvekîli beni müdâfaa etmiş.

O Halk Partilerinin müfrit kısmından o gazeteci iki acîb yalan ve iftirâsı, bu noktayı yazmaya beni mecbûr etti ki, birisi: “Cildlerle kitabları inkılâb aleyhindedir” demesi gösteriyor ki, o, hakāik-i îmâniye ve Kur’âniyenin hâricinde sırf bir dînsizlik ma‘nâsını inkılâba vermiş, inkılâbı öyle kabul ediyor. Bu Müslüman millete bu iftirâyı eden belâsını bulacak.

İkinci iftirâsı: Diyor ki: “Saîdü’n-Nûrsî kürt milliyetini dîn nâmına Anadolu evlâtlarına neşrediyor.”

Sayfa 425

Acaba bu bedbaht, İslâmiyet milliyetini kürt milliyeti demekle dîvânece ma‘nâ veriyor. Elli beş seneden beri, “Irkçılık frengî bir hastalıktır ki, frenkler İslâmiyeti parçalamak için içlerine sokmuşlar” deyip elli beş seneden beri “Milliyetimiz yalnız İslâmiyettir” der. Bütün eserlerinde bu esâsı takip etmiş gitmiş bir adam hakkında, böyle bir isnâd, yirmi derece bir iftirâdır. Kürtlük isnâdıyla ilişenlere karşı Hücumâtü’s-Sitte’nin bir desîsesinde ve Yirmi Altıncı Mektûb’un bir kısmında kat‘î cevabı var olmakla berâber, elli beş seneden beri, hattâ mart hâdisesinde ve ırkçıların kulüpleri açıldığı zaman onların umûmuna, “Milliyetimiz İslâmiyettir. Bütün biz kardeşiz, ırkçılıkla tefrika vermeyiniz. Türk milliyeti İslâmiyet milliyeti içinde mezc olmuşdur. Türk milliyeti İslâmiyet milliyetidir” diye o dehşetli hâdiselerde belâyı onda birisine indiren ve bütün memleketini, akrabalarını ve aşîretlerini bırakıp, sırf Türk milleti evlâdına hakîkat-i îmâniyeyi ders veren ve yirmi sekiz sene işkencelerle azâbı çektirdikleri hâlde, o hizmet-i îmâniyeden vazgeçmeyen bir adama bu ırkçılık nâmına hareket isnâd etmek, yüz derece bir haksızlık ve insâfsızlıktır.

Hem “Medeniyet nikâhı içinde şer‘î nikâhı da yapılsın” demesini âile hayatı aleyhinde sayması, o gazetecinin bu dînin kıymetini takdîr etmediğini ve dîn aleyhinde olduğunu îmâ ediyor.

Sayfa 426

Sâniyen: Bundan on gün evvel, Elazîz tarafından bana gelen imzâsız, yeni harf ile, temyîze göre seksen bir yanlışını isbât ettiğimiz halkçı bir resmî me’mûrun üç noktada tenkîdlerine ehemmiyetli bir cevabımıza dâir bir mektûbu size göndermiştik. Hattâ bir sûreti de çabuk Hulûsî beye gönderiniz, demiştik. Acaba o mektûb sizin elinize geçti mi? Sizler nasıl buldunuz, teksîr ettiniz mi? Yoksa elinize geçmedi mi?

Sâlisen: Medresetü’z-Zehrâ erkânlarının gāyet mübârek ve kıymetli ve Âlem-i İslâm’a çok fâideli hizmetleri ne vaziyetdedir? Hakîkaten on bir gündür ben merâk ediyorum. Acaba ta‘tîl ile bir istirâhat ve ihtiyât varmı ki, hiçbir haber alamadım? Hakîkaten on bir gündür cidden merâk ediyorum. (Hâşiye)

اَلْبَاق۪ي هُوَ الْبَاق۪ي

Kardeşiniz

Saîdü’n-Nûrsî

Hâşiye: Üstâdımız hem çok râhatsız, hastalığı şiddetli ve kendisi hiddetli, acele bir sûrette söyledi. Biz de kaleme aldık ve dedi: “Medresetü’z-zehrâ erkânları ne karar verseler ben kabul ederim. Bana sormaya lüzûm yok.” Dedi. Daha tashîhe vakit bulmadan postaya verildi. Siz imlâsını ve yanlışını tashîh edersiniz.

Halîl, Mustafâ

*

* *

Sayfa 427

(668)

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

Azîz, Sıddîk Kardeşlerimiz,

Biz Emirdağ’ındaki nûr talebeleri, bu son zelzelenin yine Risâle-i Nûr’a bir taarruza münâsebeti var mı diye Üstâdımıza sorduk. Husûsen Husrev’in hapis müdâfaâtında isbât ettiği gibi, zelzeleleri çok def‘a Risâle-i Nûr’a taarruza karşı zemînin bir hiddeti ve i‘tirâzı gibi telakkî ediyoruz. Üstâd da dedi: Ben de bir cihette telakkînize iştirâk ediyorum. Çünkü bu son zelzelenin aynı zamanında, Risâle-i Nûr’un beş mühim merkezinde olan beş vilâyette hem şahsıma, hem Risâle-i Nûr’a pek insâfsızcasına ilişilmiş. Ve iftirâlarla taarruz ettiklerini mektûblarla haber aldık.

Birincisi: Isparta’da bütünü iftirâ Eski Parti’nin bir gazetesi, yine aynı zamanda İnebolu’da yine iftirâlarla nûrlara ve şahsıma taarruz, yine aynı zamanda Elazîz tarafında imzâsız bir mektûb ile nûrlara taarruz, yine aynı zamanda yirmi beş sene Saîd’e zulüm eden Eski Parti şefi İzmir’de nutkunda hücûm etmiş. Hem aynı zamanda Eskişehir nûr talebelerine taarruz, fakat akîm kalmış. Hem aynı vakitte bir buçuk saatlik iki mahkemenin bir buçuk ay teehhür ile, mahkeme ile alâkadâr bîçâre nûr talebelerine bir sıkıntı verilmiş. Elbette bu hâller husûsî değil,

Emirdağ Lahikası - 4
  • (667)

    بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ

    وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

    اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا دَٓائِمًا

    Evvelen: Kardeşimiz kahraman Rüştü’nün gönderdiği mektûb ile gazeteyi bana okudular. Dünkü gün aynı gazeteyi görmüş gibi hiddet ediyordum. Fakat demokrat, bütün kuvvetiyle beni müdâfaa etmek lâzım gelirken, acaba demokrat dîndârları da aldanmışlar ki, beni ve Risâle-i Nûr’u himâye etmiyorlar? Ve aleyhime dönmek ihtimâlî varmı ki diye bu akşam telâş ettim. Fakat birden bu sabah mektûbunuzu aldığım vakit o telâşım gitti. Ve anladım ki, demokratlar anlamışlar ki, onların büyük bir kuvveti Nûrcular olduğundan, demokrat kongresinde milletvekîli beni müdâfaa etmiş.

    O Halk Partilerinin müfrit kısmından o gazeteci iki acîb yalan ve iftirâsı, bu noktayı yazmaya beni mecbûr etti ki, birisi: “Cildlerle kitabları inkılâb aleyhindedir” demesi gösteriyor ki, o, hakāik-i îmâniye ve Kur’âniyenin hâricinde sırf bir dînsizlik ma‘nâsını inkılâba vermiş, inkılâbı öyle kabul ediyor. Bu Müslüman millete bu iftirâyı eden belâsını bulacak.

    İkinci iftirâsı: Diyor ki: “Saîdü’n-Nûrsî kürt milliyetini dîn nâmına Anadolu evlâtlarına neşrediyor.”

Item 1 of 4