Lemeât

LEMEÂT Risâle-i Nûr şâkirdlerine küçük bir Mesnevî ve îmânî bir dîvândır Tenbîh İhtâr İfâde-i Merâm 1- ed-Dâî 2- Tevhîdin iki burhân-ı muazzamı ve Sûre-i İhlâs’ın bir nükte-i i‘câziyesi 3- Sebeb sırf zâhiridir 4- Vücûd, âlem-i cismânîde münhasır değil 5- Kalem-i kudrette ittihâd, tevhîdi i‘lân eder 6- Bir şey her şeysiz olmaz 7- Güneşin hareketi câzibe içindir, câzibe istikrâr-ı manzûmesi içindir 8- Küçük şeyler büyük şeylerle merbûttur 9- Kâinâtın nazmında büyük bir i‘câz var 10- Kudrete nisbeten her şey müsâvîdir 11- Kâinâtı elinde tutamayan zerreyi halk edemez 12- İhyâ-yı nev‘ ihyâ-yı ferd gibidir 13- Tabiat bir san‘at-ı İlâhiyedir 14- Vicdan, cezbesi ile Allah’ı tanır 15- Fıtratın şehâdeti sâdıkadır 16- Nübüvvet, beşerde zarûriyedir 17- Meleklerde mi‘râc, insanlarda şakk-ı kamer gibidir 18- Kelime-i şehâdetin burhânı içindedir 19- Hayat bir çeşit tecellî-i vahdettir 20- Ruh vücûd-u hârici giydirilmiş bir kanundur 21- Hayatsız vücûd adem gibidir 22- Hayat sebebiyle karınca küreden büyük olur 23- Nasrâniyet İslâmiyet’e teslîm olacak 24- Tebeî nazar muhâli mümkün görür 25- Kur’ân ayna ister, vekîl istemez 26- Mübtil, batılı hak nazarıyla alır 27- Kudretin âyîneleri çoktur 28- Temessülün aksâmı muhtelifedir 29- Müsteid, müctehid olabilir, müşerrî olamaz 30- Nûr-u akıl, kalbden gelir 31- Dimağda merâtib-i ilim muhtelifedir, mültebise 32- Hazmolmayan ilim, telkîn edilmemeli 33- Tahrîb esheldir, zayıf tahrîbci olur 34- Kuvvet, hakka hizmetkâr olmalı 35- Bazen zıd zıddını tazammun eder 36- Menfaati esas tutan siyâset canavardır 37- Kuvâ-yı insaniye tahdîd edilmediğinden cinâyeti büyük olur 38- Bazen hayır, şerre vâsıta olur 39- Gaye-i hayâl olmazsa, enâniyet kuvvetleşir 40- Hayat-ı ihtilâl; mevt-i zekât, hayat-ı ribâdan çıkmış 41- Beşer hayatını isterse, envâ‘-ı ribâyı öldürmeli 42- Beşer esirliği parçaladığı gibi, ecirliği de parçalayacaktır 43- Gayr-i meşrû‘ tarîk, zıdd-ı maksûda gider 44- Cebir ve i‘tizâlde birer dâne-i hakîkat bulunur 45- Acz ve cez‘ bîçârelerin kârıdır 46- Bazen küçük bir şey büyük bir iş yapar 47- Bazılara bir an bir senedir 48- Yalan, bir lafz-ı kâfirdir 49- Bir meclis-i misâlîde şerîatla medeniyet-i hâzıra, dehâ-yı fennî ile hüdâ-yı şer‘î müvâzeneleri 50- Cehil, mecâzı eline alsa, hakîkat yapar 51- Mübâlağa zemm-i zımnîdir 52- Şöhret zâlimedir 53- Din ile hayat kābil-i tefrîk olduğunu zannedenler felâkete sebebdirler 54- Mevt, tevehhüm edildiği gibi dehşetli değil 55- Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiâze edilmeli 56- Zaaf, hasmı teşcî‘ eder; Allah abdini tecrübe eder; abd, Allah’ı tecrübe edemez 57- Beğendiğin şeyde ifrâd etme 58- İnâdın gözü, meleği şeytan görür 59- Hakkı bulduktan sonra ehak için ihtilâfı çıkarma 60- İslâmiyet selm ve müsâlemettir dâhilde nizâ‘ ve husûmet istemez 61- Îcâd ve cem‘-i ezdâdda büyük bir hikmet var; kudret elinde şems ve zerre birdir 62- Meziyetin varsa hafâ türâbında kalsın; tâ neşv ü nemâ bulsun 63- Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır 64- İsraf sefâhetin, sefâhet sefâletin kapısıdır 65- Zâika telgrafçıdır; telzîz ile baştan çıkarma 66- Niyet gibi, tarz-ı nazar dahi âdeti ibâdete çevirir 67- Böyle zamanda tereffühde izn-i şer‘î bizi muhtâr bırakmaz 68- Zaman olur ki, adem-i ni‘met, ni‘mettir 69- Her musîbette bir cihet-i ni‘met var 70- Büyük görünme, küçülürsün 71- Hasletlerin yerleri değişse, mâhiyetleri değişir 72- “el-Hakku ya‘lû” bizzât, hem âkıbet murâddır 73- Bir kısım desâtîr-i ictimâiye 74- Karılar yuvalarından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış; yuvalarına dönmeli 75- Tasarruf-u kudretin vüs‘ati, vesâit ve muînleri reddeder 76- Melâike bir ümmettir; şerîat-ı fıtriye ile me’murdur 77- Madde rikkat peyda ettikçe, hayat şiddet peyda eder 78- Maddiyyûnluk bir tâûn-u ma‘nevîdir 79- Vücûdda atâlet yok; işsiz adam vücûdda adem hesabına işler 80- Ribâ, İslâm’a zarar-ı mutlaktır 81- Kur’ân kendi kendini himâye edip hâkimiyetini idâme eder 82- Ta‘lîm-i nazariyâttan ziyâde, tezkîr-i müsellemâta ihtiyaç var 83- Hadîs der âyete 84- Îcâz ile beyân-ı i‘câz-ı Kur’ân 85- Ulaşmaz dest-i edeb-i garb-ı hevesbâr-ı hevâkâr-ı dehâdâr De’b-i edeb ebed müddet Kur’ân-ı ziyâbâr-ı şifâkâr-ı hüdâdâr 86- Dallar, semerâtı rahmet nâmına takdîm ediyor 87- Fâtiha’nın âhirinde işaret olunan üç yolun beyânı 88- Hakîkî bütün elem dalâlette, bütün lezzet îmândadır 89- Kıssa-i Mûsâ’nın (as) tekrarında çıkan lemeât-ı i‘câz 90- Tekrar, Kur’ân’ın bir sırrı 91- Ruhun dört havâssına, dört gāyetü’l-gāyat var لَا مُؤَثِّرَ فِ الْكَوْنِ اِلاَّ اللُّٰهُ - 92 93- İslâmiyet evliyâlara Nasrâniyet azîzlerine tarz-ı nazarlarını muvâzene 94- Evliyâdan âşıkîn ve ârifîn beynlerinde mühim bir fark 95- Kâinâttaki fa‘âliyette büyük bir lezzet var 96- Ekserin ateşiyle ekal de yanar 97- Bazen zaaf zâlim olur 98- İslâm’a yakışan hüdâbinâne insâftır; hodbinâne tenkîd değil 99- Gurur, zaaftan gelir, dalâlete gider 100- Gıybetin derece-i şenâati 101- Fâsıkımız başka fâsıka benzemez; ahlâkımız dinimizle kāimdir 102- Mü’minin mü’mine karşı vazîfesi; büyüğe hürmet, küçüğe merhamet, müsâvîye muhabbet 103- Beşerde şu zelzele, İslâm’daki tezelzül 104- Anglikan Kilisesi’ne cevab 105- Câzibe-i umûmîden ziyâde küremizi muhâfaza eden, câzibe-i ma‘neviye-i Kur’ân’dır 106- وَ لَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي آدَمَ 107- Kışrı lüb zannetmek, lübbü zâyi‘ etmektir 108- Duâ muhâl, hem ma‘siyet olmamalı 109- حَتٰي عَادَكَالْعُرْجُونِ الْقَد۪مِ ’in bir nüktesi

Sayfa 320

Sayfa 321

Sayfa 322

Sayfa 323

Sayfa 324

Sayfa 325

Sayfa 326

Sayfa 327

Sayfa 328

Sayfa 329

Sayfa 330

Sayfa 331

Sayfa 332

Sayfa 333

Sayfa 334

Sayfa 335

Sayfa 336

Sayfa 337

Sayfa 338

Sayfa 339

Sayfa 340

Sayfa 341

Sayfa 342

Sayfa 343

Sayfa 344

Sayfa 345

Sayfa 346

Sayfa 347

Sayfa 348

Sayfa 349

Sayfa 350

Sayfa 351

Sayfa 352

Sayfa 353

Sayfa 354

Sayfa 355

Sayfa 356

Sayfa 357

Sayfa 358

Sayfa 359

Sayfa 360

Sayfa 361

Sayfa 362

Sayfa 363

Sayfa 364

Sayfa 365

Sayfa 366

Sayfa 367

Sayfa 368

Sayfa 369

Sayfa 370

Sayfa 371

Sayfa 372

Sayfa 373

Sayfa 374

Sayfa 375

Sayfa 376

Sayfa 377

Sayfa 378

Sayfa 379

Sözler
Item 1 of 60